
Son bir hafta içerisinde yaşanan olayları izlemek, benim gibi sizin de sinirlerinizi ne kadar gerdiğini tahmin edebiliyorum. Katil maden ocağının yeniden faaliyete geçirilmesinden, bir stoper nedeniyle yaşanan asansör cinayetiyle kaybettiğimiz 10 işçimiz ve TOKİ kalkanın da denetimsizlik.
Vatanı uğruna kalleş kurşunlarla yitirdiğimiz yiğitlerimize kelle diyebilenler, ekmek parası uğruna asansör kazasında hayatlarını kaybeden işçilerimize şehit diyebilme gafletini de gösterebiliyor.
Kıt kanaat geçinen vatandaşımın devlet okulunda okuyan çocuğundan, kaynak yok bahanesiyle fotokopi aidat adı altında para toplanırken, çocuğunu özel okula gönderen aileye yıllık 3500 TL yardım edebilen devletimiz.
Hatırlatmalarını yaptığım olaylar zincir halinde yaşamımızda yerlerini alırken, yazılı ve görsel basında da yerini aldı. Hep beraber izledik elimizi sallayabildiğimiz, dilimizi döndürebildiğimiz kadarıyla tepkilerimizi yeşerttik.
Bu yaşananlar nasıl olsa bir şekilde gündemde ve yeteri kadar da her kalemin akışında yerini buldu diyebilirim.
Özel okullarda çocuklarını okutmayı başarabilen mutlu ailelere 3500 TL yardım edebilen benim haşmeti dünyayı saran yüce Devletim; Yaşları 8 ila 16 arasında değişen geceleri sokakların kuytularında tiner parası için kâğıt toplayan çocuklar bu memleketin çocukları değil mi?
Bir video kaydından bana yansıdı çığlıkları, boş sokaklarda “ölüyoruz kurtarın bizi” diye haykırışları, kulaklarımdan yüreğime kadar inen bir sancı oldu. Bunlar bizim çocuklarımız, Özel okullara giden çocuklara şefkat elini açan Devletimiz, her gün sayıları çoğalarak kaybolan bu çocuklarımız için hangi projeyi geliştirdi? Hangi koruma programıyla bu çocuklarımız istihdam edildi?
Umutla avuçlarımıza sarılan, tinerci tabir ettiğimiz bu çocuklarımızın istediği bir tek şey var; YAŞAMAK sadece yaşamak istiyorlar, sokaklarda uğradıkları cinsel ve diğer istismarları taşıdıkları omuzlarıyla, itildikleri o bataklıktan kurtulup, her şeye rağmen yaşamak, iyi insan olarak yaşamak istiyorlar. Bu hakkın teminatı devletimin asli görevlerinden değil mi?
Sevgi ve düşüncelerinizi paylaşmak için bana iletilerinizi göndermeyi sürdürün, ben inanıyorum ki, paylaşarak çoğaltacağımız o sevgi ve düşüncenin aydınlatacağı bu yolda bizler mutlu olacağız. Ekrem ÖRSOĞLU.