
Bu haftaki yazımı yazmak için klavyeyi elime alıp, gündemi öylesine bir gözden geçirdim. Rus uçağının sınır ihlali nedeniyle düşürülmesinin ardından gelen ambargo, büyük derdimiz doğal gaz, sınırlarımızda oynanan savaş oyunlarıyla, Türkiye’m üzerinde oynanan oyunlar. Geçen hafta gündeme damgasını vuran, benim de köşeme taşıdığım, gazeteciliğin Can Dündar – Erdal Gül üzerinden tutuklanması da gündemini koruyor, tepkiler devam ederken, Cumhurbaşkanı’nın şikayetiyle açılan davada tutuklanan gazetecilerin dünyada bir ilk olmalarının özeli.
Yaşananları iliklerimize kadar hissettiğimiz bu gündemde kalemimi üzerinde gezdireceğim olayı seçmem gerekiyordu, o arayışla gündemde gözüme ilişen 11 Şubat 2015 tarihinde, bindiği minibüs sahibinin ve arkadaşlarının tecavüz girişimine direndiği için öldürülen, öldürüldükten sonra vahşice yakılan Özgecan Aslan kızımızın katillerinin yargılanması davasının bu gün yapılacağı oluyor.
9 ay kadar önce hunharca işlenen o cinayet kanımızı dondurmuş, yaşanan korkunç olay beynimize kazınmıştı. Bu hunhar cinayeti o tarihte ben de “Öfkem İçime Sığmıyor” başlıklı yazımla, köşeme taşıyıp olayı lanetleyip, yazımı sizlerle paylaşmıştım.
Sanıklara Ceza Yağdı,
Tarsus 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada nihayet sona gelindi ve Özgecan cinayetini işleyen sanıklara Ahmet Suphi Altındöken, Necmettin Altındöken, Fatih Gökçe davanın görüldüğü yerel mahkeme, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vererek, yanan yüreğimize bir nebze de olsa su döktü.
Peki, verilen bu ceza yeterli mi? Hangi ceza Özgecan kızımızın o hunhar cinayete kurban gidişini unutturabilir? Verilen ceza ne olursa olsun, Özgecan kızımız geri gelmeyecek ama sormak istiyorum; Böylesi bir olayı bir daha yaşamamak için hangi önlemler alındı? Meclisimizden hangi önleyici yasalar çıkarıldı? Gene kadına şiddet, tecavüz ve cinayet haberleriyle karşılaşmayı sürdürüyor ve bu akli melekeleri yerinde olmayan o insanlarla aynı havayı soluyor, onlarla aynı toplu taşım araçlarında buluşuyoruz.
Özgecan cinayetinin ardından bir Özgecan yasası çıkarılacağı umudum çok yüksekti ama görüyorum ki, diğer kadına cinsel istismar ve cinayet davaları gibi, bu dava da unutulacak. Yaşanan acı nefret, toplumda infial yaratan olaylar verilen cezaların yetersizliği nedeniyle karşımıza çıkmaya devam edecek, bizler de ruh hastası o insanların tehdidinde yaşamımızı tedirginlikle sürdürmeye devam ederken çocuklarımızın can güvenliği endişesini hep yüreğimizde taşıyacağız.
Sevgi ve düşüncelerinizi paylaşmak için bana iletilerinizi göndermeyi sürdürün, ben inanıyorum ki paylaşarak çoğaltacağımız o sevgi ve düşüncenin aydınlatacağı bu yolda bizler mutlu olacağız. Ekrem ÖRSOĞLU.