
Artık yaşamaya başladığım yer Kuşadası olunca bu şirin ilçemizde gördüğüm güzel, çirkin ne objektifime takılırsa sizlerle paylaşmam kaçınılmaz. Kuşadası akşamları güzel olur diye, Belediye binasının olduğu caddeden, Endüstri Meslek Lisesi önünden sahil istikametine doğru yürümeye başladım. Cadde son derece işlek bir cadde olmasına rağmen, yol kenarları ücretli otopark olarak ayrılmış olup, caddenin işlevi iyice kaybolmuş.
İlerlerken bir araçlık engelli ücretsiz araç park yeri ayrılmış olduğunu gördüm, biraz sevinir gibi oldum, ama sevincim kursağımda kaldı. Yol boyunca bir araçlık ücretsiz engelli parkı vardı, bu göstermelik engelli parkına da normal araç park ettirilmişti. Adım başı ücret toplayan görevlilerinde bu duruma müsaade ettikleri ortadaydı.
Ağır adımlarla sahile doğru yürüdüm. Kuşadası’na yakışır, en iyi şekilde ağaçlandırılmış özenerek, çiçeklerle bezenmiş bir sahil beklerken kendimi bir tarafta marina bir tarafta masalarla kapatılmış beton yığını bir meydanda buldum. Bu meydanın en dikkat çekici tarafı ise “İsmail CEM dostluk anıtı” idi. Anıtın tam önünde, beton yığınlarının arasında yaşam mücadelesi veren bir zeytin ağacı, güzel düşünülmüş dostluğun barışın simgesi zeytin dalı, barışa ve dostluğa verdiğimiz önemde ağacın bakımsızlığından ortaya çıkıyordu.
Acıkmıştım çevredeki simitçilerden birisine yanaşarak bir simit aldım, simitçi bir kâğıtla simidi elime tutuşturdu, simidim bitince kâğıt elimde kalmıştı, bir çöp sepeti aradım, kocaman meydanda ve beton yığını sahil şeridinde bir çöp sepeti yoktu. Çaresiz kâğıdı katlayıp cebime koydum. Burası yabancı bandıralı gemilerin iskeleye yanaşıp, turistleri indirdiği yer, yani vitrinin en önemli yeri, gördüklerim karşısında, biraz üzgün biraz da buruk kalmıştım. Benimki bir hayal kırıklığıydı ama bu olumsuzlukların Kuşadası, Efes gibi önemli bir turizm bölgesinde yaşanmasının getirileri ne olabilir?
Sevgi ve düşüncelerinizi paylaşarak çoğaltmak için, bana iletilerinizi göndermeyi ihmal etmeyin. zeus@egehaberleri.net