
İnanmak, insan olmanın özelliği ve inandığımız için de başımıza gelmeyen kalmaz. Yine de vazgeçmeyiz inanmaktan, içimizden gelendir inanmak. İnandığımız yalanların sonunda kırılırız, gerçeklerin sert yüzü ile karşılaşmamız da vazgeçiremez bizleri inanmaktan. “İnanmak”, İnsanın naturasına yerleşmiş artık, ne yapsanız da vazgeçiremezsiniz inanmaktan, çünkü inanmak umuttur.
21 Aralık 2012 tarihinin iyiden iyiye yaklaşması ile Maya uygarlığı kehanetleri de gündeme yerleşti diyebilirim. Astroloji, matematik ve bilime verdikleri önemle tanınan Maya uygarlığı, orta Amerika’da Kolomp öncesi kurulmuş olup, 1697’de İspanyol işgali ile topraklarının büyük bir bölümünü kaybeden Mayalar, 1901 yılında Meksikalılar tarafından kalan topraklarının işgali ile ortadan kaldırılmış bir uygarlıktır.
Maya uygarlığının ihtiyarlar meclisinin ortaya attığı kehanet ve şifreler, ilgiyle izlenip, tartışılarak günümüze kadar gelmiştir. Verilen bilgilere göre, Mayaların kehanetlerinden birisi de; Maya Takviminin bittiği gün olan 21 Aralık 2012 gününde, Nuh Tufanı gibi bir Afet ile her yeri sular kaplayarak, kıyamet gününün yaşanacağıdır. Aynı kehanete göre; “İzmir ilimizin Şirince beldesinde bir dağın yamacında bir tekne belirecek, o tekneye binenler kurtulacak”.
Böylesi bir kehanete inanır mısınız bilemem. Bildiğim bir şey varsa; o da geleceği kimsenin bilemeyeceğinin yanı sıra Şirince beldemize yerli ve yabancı turist akını başladı bile. Bu kehanetin Şirince esnafına alabildiğine yarayacağı, dolayısı ile turizm gelirimize de önemli bir katkı sağlayacağı gerçeğidir. Yıllar öncesinden bilinen bu kehanet için ciddi organizasyonlarla beklenenin çok üzerinde bir turizm geliri elde edilebileceği gerçeğinin de göz ardı edilmemesi kanısındayım.
Bizler de Yayın kuruluşumuz, Alierenin Dünyası ve Ege Haberleri adına bu curcunaya katılmaya karar verdik. Siz dostlarım bu yazımı okuduğunuz sıralarda biz karavanımızla Şirince’de olacağız. Haftaya Şirince izlenimlerim, sadece siz dostlarım için, objektifimizden yansıyan görüntülerle sizlere ulaşacak.
Sevgi ve düşüncelerinizi paylaşmak için bana iletilerinizi göndermeyi sürdürün, ben inanıyorum ki, paylaşıldıkça çoğalan o sevgi ve düşüncenin aydınlattığı bu yolda bizler mutlu olacağız. Ekrem ÖRSOĞLU
Kıyametten kurtulmak için! İzmir’in Şirince beldesine akın eden çok sayıda kişinin bu durumu akıllara meşhur bir Temel fıkrasını getirdi.
İŞTE O FIKRA
Temel uçakta seyahat ederken karşısında birden Azrail belirmiş. Azrail, Temel’e, “Eh, artık yolun sonuna geldin. Ömür yolculuğun buraya kadarmış. Şimdi canını alacağım…” demiş. Oldukça sağlıklı olduğu için, uçakta bir insanın ölmesinin kalp krizi dışında ancak uçağın düşmesi ile mümkün olabileceğini düşünen Temel,Azrail’e dönerek, “İyi ama, benim yüzümden bir sürü masum yolcunun da canı yanacak. Hemen burada ne acelesi var? Hiç olmazsa uçak indikten sonra ruhumu alsanız da, bir sürü masum insanın da benim yüzümden hayatı sona ermese” demiş. Azrail, Temel’in bu sözleri üzerine tebessüm ederek şunları söylemiş: “Ecel saati seninle aynı olan bu kadar insanı dünyanın dört bir yanından değişik vesilelerle bu uçakta topladım?”