
Anayasa Mahkemesi’nin 52. yıldönümü nedeniyle düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bazı milletvekilleri ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu da katıldı. Törende konuşan Haşim Kılıç, sosyal medyanın bir numaralı gündem maddesi oldu. Kılıç konuşmasında şunları ifade etmişti;
“Biz Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve hukukun evrensel ilkelerine göre hareket ediyoruz. Bu alan dostluk ve düşmanlıklara kapalıdır. Hukuk devletinde mahkemeler, emir ve talimatla çalışmadığı gibi, dostluk ve düşmanlık duyguları ile de yönlendirilemez. Hukuk devletinde, iktidarın keyfi davranışlarının sınırlandırılması vardır. Yönetenler de hukuksal değerlerle kuşatılmışlardır. Yargı, milletin iradesine tuzak kurulacak yer değildir, olmamalıdır. Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili paralel devlet ya da çete diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir. İddia edilen kayıt dışı yapılanma yargı mensupları arasında korku, endişe ve gelecekle ilgili belirsizliklerin doğmasına, aralarında olması gereken mesleki ilişkinin çok olumsuz etkilenmesine yol açmaktadır. Görevi, maddi gerçekleri ortaya çıkarak olan yargının karşı karşıya kaldığı bu iddianın adı vicdan yolsuzluğudur. Bunun için yapılması gereken açıktır. Hukuk devletine yakışan yöntemler uygulamak, gerçekliğinin ispat edilmesi halinde, faillerine bir saniye bile beklenmeden gerekli yaptırımlar uygulanmalıdır. Bizler, adil olmayı kutsal bir görev kabul eden bir medeniyetin mensupları olarak, gücün ve şartların etkisiyle gömlek değiştiren bir karakterin sahibi olamayız.”
AK Partiden Haşim Kılıç’a yönelik tepkiler hiç de gecikmedi. “Yakışıksız ve sığ değerlendirmeler. Bu işler cübbeyle olmaz, cübbesini çıkartsın siyasete girsin” denildi. Muhalefete ders verdiği de söylendi. “Bir hukuk adamının vicdanından gelen çığlıktır” diyenler de oldu. “Söylemesi gerekenleri söylemiştir” dediler. Yani alkışlayan da oldu, yerin dibine sokan da oldu. Peki şu soruyu sormak lazım gelmez mi? Sayın Kılıç daha önce neredeydin demezler mi?
Daha düne kadar aynı tespihin boncuk taneleri gibi değiller miydi? İnsanları sahte sidilerle, yalancı tanıklarla hapse attırırken, hukuk cinayetleri yaşanırken, ölümler, intiharlar olurken, sesini çıkarmadan oturmuyor muydu koltuğunda Haşim Kılıç? Şimdi mi geldi aklına vicdan muhasebesi? Bu memlekette senelerdir insanlara eziyet çektiriliyorsa, adım adım diktatörlüğe gidiliyorsa, Haşim Kılıç gibiler zamanında sesini çıkarmadığı içindir.
Ayrıca bu memlekette hukuk dersi verecek en son kişidir kendileri. Emekliliğine üç gün kala konuşan ve 12 senedir susan Haşim Kılıç’ın, söylemleri ne kadar doğru takdirlerinize bırakıyorum.