Eski ismi Phoenıcus M.Ö 500’lerde, liman kenti olarak kurulmuştur. Finike İlçesi Antik Çağda ise Likya (Teke Yarımadası) olarak adlandırılan bölgede bulunmaktadır.
İlçede yetiştirilen ürünler arasında portakal ve mandalina ön plana çıkmaktadır. Portakal üretimi ile ünlü olduğu düşülünen ilçede sanıldığının aksine portakal üretimi için elverişli tarım alanları bulunmamaktadır. Hatta tarımsal üretime ayrılmış olan topraklardaki hızlı kil oranı artışı nedeniyle portakal üretimi 2035 yılında biteceği ön görülmüştür. Turfanda sebzecilik ve narenciye üretimi devam etmektedir.
Finike Körfezi bir çok Akdeniz balığına ev sahipliği yapmaktadır. Kumsal olan uzun kıyı şeridi, Birinci derecede Caretta Caretta üreme alanı olarak tanımlanmıştır. Finike Marinası 1970 yılında tamamlanmıştır. Ve ilerliyen yıllarda önemli bir yatçılık merkezi olmuştur.
Finike’ye 1990 yıllarının ortalarında ilk kez gittim. Sevgili arkadaşım Nural Müftüler‘in Finike’ye yerleşmesiyle, Finike benim her yıl gittiğim bir belde oldu. Hemen hemen her yerini gezdim. Harika koylarında denize girdim.
Dağlarında alabalık çiftliklerini gezdim. Olimpos, Üçağızlardan Kekova’ya gittim. Demre, Kumluca ve güneşin doğduğu, mehtaplı gecelerde yakamozların pırıldadığı koylarda gülüp eğlendim. Nural’cığım yaptığı leziz yemekler, çoçuklarıyla gezdiğimiz güzel yerler…
Bütün bunları anlatmak değil de, yaşamak lazım. Şükürler olsun ben yaşadım.
Finike’de en ilgimi çeken eski evleri olmuştur. Son ziyaretimde bol bol fotoğraflarını çektim. İlçenin içinden geçen akarsu, marinası ve hala örf ve adatlerine uygun yaşayan, candan, misafirperver insanları…
Ben her yıl gitmeye devam edeceğim. Sizlerinde gitmenizi öneririm. Sevgiyle kalın.
Her gününüz dünden daha iyi olsun. Zeren Dağdeviren.